Neden terapiste gidiyorum?

1034

Kronikleşen bir bacak ağrınız olduğunda nasıl ortopedi uzmanına gidiyorsanız kronikleşen bir ruh hali sorunu söz konusu olduğunda da psikolog, psikiyatr veya terapiste gitmelisiniz.

Terapi görmek zayıflık değil.

Hadi aynı konu üzerinden gidelim.

Bacağı kırık birine “Tamam bacağın kırık ama sen de yürümek için hiç çabalamıyorsun” demekle ‘ruhu kırık’ birine “Tamam kötü şeyler yaşadın ama sen de çok abartıyorsun” demek aynı şey.

Bacağınız kırıldığında nasıl onu sarmalayan bir alçıya ihtiyacınız varsa ruhunuzdaki veya zihninizdeki sorunlarla ilgili de deyimi yerindeyse yaraları ‘saracak’ bir uzmana ihtiyacınız var.

Yalnız buradaki ayrıma dikkat etmek gerekli.

Bir terapist size akıl vererek sizi yönlendirmekten ziyade olumlu-olumsuz durumlardan kendinizi nasıl/ne şekilde/neden koruyacağınızı öğretir. Ne yapmak istediğinizi bulur çıkarır. Hangi durumda ne tepki verdiğinizden ziyade neden o tepkiyi verdiğinizi bulur.

Tarafsız bir şekilde yaşadıklarınıza yorum yapabilecek kişidir.

Yaptığınız hatalarla ilgili sizi yermekten ziyade bu hatayı neden yaptığınıza odaklanır. Hangi duygunun bu hatayı yaptırdığını irdeler. Bunu sizinle paylaşır, farkındalığınızı arttırır.

Terapiye gitmek bana ne kazandırdı?

1. İnsanların hata yapabileceğini kabul ettim. Annem-babam kadar yakın olsa bile kişilere insanüstü beklentilerle yaklaşmamam gerektiğini öğrendim.

2. Hayır demenin neden gerekli ve önemli olduğunu öğrendim.

3. Karşımdakini değiştirmeye çalışmak yerine rahatsız olduğum noktaları dile getirmeyi öğrendim.

4. Beni üzen durumlarda ‘Neden böyle oluyor? Neden başıma bunlar geliyor?’ demek yerine ‘Bunu nasıl engelleyebilirim?’ demeyi öğrendim.

5. Kişilerin bana karşı tavırlarından şikayet etmek yerine onlara mesafe koymayı öğrendim.

6. Kendimle barışmayı öğrendim. Kimse için mutsuz olmaya değmediğini ve hayatta beni mutsuz eden şeylerden neden vazgeçmem gerektiğini öğrendim.

Çok şey öğrendim. Hala da öğreniyorum.

Terapistlerin arkadaşlardan ne farkı var?

İşlerinin uzmanı olmalarının yanı sıra en büyük fark bence şu:

Arkadaşlarınız ortak paydaya sahip olduğunuz kişiler.

Kendi travmalarıyla sizi yönlendirebilecek kişiler.

Kendisinin ‘keşke’ dediği şeylerden şikayet etmeniz durumunda ‘Şükret’ deme ihtimali olan kişiler.

Çok değerliler.
Bu yüzden sizin de her şeyi terapistinizle konuştuğunuz gibi konuşamadığınız kişiler.
Mutlaka hislerinizi süzgeçten geçirerek aktardığınız kişiler.

Kendinize yatırım yapın.

‘Acaba’larınız varsa işinin ehli bir uzmanın kapısını çalmaktan çekinmeyin.

Kırık bacakla koşmaya çalışmayın.

Önce kırıkları onarın.

Gizem Aydoğan – 2017

PembeNar.Com